Eyüpsultan Mutlu Son Masaj Salonu Leyla
Eyüpsultan Mutlu Son Masaj
Mine ile ilk karşılaştıkları süre Mine’nin en dikkatini çeken bu genel hali ve gözleri olmuştu.Eyüpsultan Mutlu Son Masaj
Gözler ruhun aynasıdır. Dalgalanan, hafifçe ağlamaklı gözleri çarpmıştı onu. Türlü türlü mavi göz
vardır, kimisi buz şeklinde soğuktur, kimisi boncuk gibidir, kimisi çakır bir keskinlikte.
Fuat’ın gözleriyse
deniz gibiydi, hafifçeçeçe değişken dalgalı, derinlikli… Fakat o gözler bir ağlama öncesi titreyen, kırpışan
gözler gibiydi de bununla beraber. Denizlere âşık Mine normalde erkeklerde hep bir koruyuculuk,
kollayıcılık ararken ona karşı şaşırtıcı ve şaşkınlık verici bir sevgi, şefkat ve kucaklama,
içine alma isteği duymuştu. Bir ihtimalde Fuat’ın ruhundaki yaraları hissetmişti. O yaralara dokunmak istiyordu Mine. O yaraların tek
iyileştiricisi olmak istiyordu.
Kendi minyonluğu karşısında Fuat’ın uzun boylu ve iri bir fizikte olması ise Mineyi cinsel olarak
çekmişti. Yaşı büyük, iri, dağ gibi bir çocuktu ilgisini çeken. Önceden rastlamadığı bir
kombinasyondu. Hayatında ilk kere bir adama karşı böyle şeyler hissetmesi
Eyüpsultan Mutlu Son Masaj Salonu
Mine’nin Fuat’a
teslimiyetçi bir tutum takınmasına sebep olmuştu. Fuat’ın duyarlı, çekingen yanının zincirleri sadeceona karşı sonsuz teslim olmuş bir hanımla çözülürdü; bunu değişikymışti Mine. Bu adamı kendine iyice
âşık etmek istemişti ve bunun için önce kendini kaptırmıştı.
Akşam yaşayacağı zevkleri düşünerek daha bir şevkle çalışan
Fuat, kapının çalmasıyla bölündü.
Bu saatte kimseyi beklemiyordu; bir taraftan kötü bir şey mi oldu diye kaygı ederken bir taraftan da
kim bu münasebetsiz diye düşünüyordu. Kapıya doğru yönelince yeşil kadife kanepenin minderi ile
yaslanma yeri arasına sıkışmış pembe silikondan vibratör türü bir tıpayı fark etti ve derhal çalışma
masasındaki bir çekmeceye kaldırdı. Gelen annesiydi,
Fuat’ın kapıyı açması ile mevzuşarak içeri
girmesi bir oldu Selma Hanım’ın. Gene o buyurgan tavrı ile bahçe girişinde duran sardunyalara ne
icra ettiğinı sorarak girmişti içeri.
“Son zamanlarda tutturdun, hanımeli, mor salkım şeklinde sarmaşık çiçekler ektin. O hanım da seni
sarmaşık şeklinde ele geçirecek. Şimdi de sardunyalarıma mı taktı?”
“Hayır, anne, o sardunyalar arka tarafta duruyor artık, girişte iyi durmuyordu.
Hem aslına bakarsan ön tarafta
sarmaşıkların gölgesinde çiçek açmazlarmış,” diye isteksizce fakat bir hesap verme zorunluluğuyla
yanıtladı annesini.
Son yorumlar